İlkokula ''MERHABA''

Birçok becerileri kazandığı, geliştirdiği okul öncesinden sonra, çocuğun İlkokula başlayacak olması hem çocuk, hem ailesi için önemli bir deneyim ve bir geçiş dönemidir. Bu dönem bazıları için tatlı bir heyecanla geçerken, bazıları korku, stres ve kaygı hissedebilir. Özellikle ilkokul, çocuk için belirsizliklerin olduğu, alıştığı ortamdan farklı, ürkütücü bir yer olarak görülebilir. İşte tam bu nokta da ailenin bu süreçteki tutumu önem taşımaktadır. Aileler kendi endişe ve korkularını kontrol edebilir ve bununla uyumlu bir şekilde başa çıkabilirlerse, çocuklarının bu geçişi çok daha rahat tamamladıklarını göreceklerdir. Anne baba çocuk için modeldir. Çocuğunuz sizi detaylı inceler. Siz ebeveynlerin rahat ve pozitif yaklaşımınız, yeni okulu cesurca kabullenişiniz çocuğunuza kesinlikle yansır ve onları cesaretlendirir.

Anaokuluna devam eden çocuklar, her alanda yeterli donanıma sahiptir. Kurallara alışık, paylaşmayı bilen, sorumluluk üstlenmeye hevesli, yeniliklere ve çözüm üretmeye açıktır. Okul öncesinde İlköğretim için gerekli hazırlıkları tamamlamıştır. Bu nedenle ihtiyaç duyduğu tek şey bu yeni ortamda, anne babanın çocuğuna güvenle verdiği onaydır. Geri kalan kısmını öğretmeni ve arkadaşları tamamlayacaktır. Hep söylerim ‘’ Eğitim uzun bir maraton aceleye gerek yok, sindire sindire olsun kalıcı olsun’’ Sevgiyle, övgüyle, inançla, hevesle başladığınız her iş kısa sürede başarıyla sonuçlanacaktır.

Çocuklara okulunu sevdirmenin dolayısıyla başarılı olmasını sağlamanın birkaç püf noktası vardır ki, bence her anne baba bu noktaları ezberlemeli ve bire bir uygulamalıdır.

* Çocuğunuzu bir başka çocukla karşılaştırmayın. Kardeşi bile olsa, her çocuk farklı ve özeldir.

*Çocuğunuzu kendi kişisel özellikleriyle değerlendirin.

*Çocuğunuzun ilgi alanlarını öğrenin. İlgi duyduğu konularla ilgili imkanlar verin.

*Çocuğunuzu dinleyin. Dinlerseniz çocuğunuz anlatmayı öğrenir ve siz anlattığınız da sizi dinler.

*Kurallar önemlidir. ‘’Okul Kuralları’’ ‘’Aile Kuralları’’ Eviniz de aile kurallarını oluştururken sadece çocuğunuza yönelik değil, bütün aileyi kapsadığını unutmayın. Sizin uymadığınız kurallara çocuğunuz da uymayacaktır.

*Bu yaş grubunda çocuk için oyun çok önemlidir ve gereklidir. Okulla ilgili sorumluluklarının oyunla eş zamanlı yürüyebileceği konusunda çocuğunuzu rahatlatın.

Çocuklarımı büyütürken gözlemlediğim ve özenle dikkat ettiğim iki noktayı da sizlerle paylaşmak isterim. Çocuklarımın eğitim ve öğretiminde bu iki noktanın onları başarıya ulaştırdığını gördüm.

Öğretmen & Ebeveyn İlişkisi; Öğretmen çocuğunuz için sizden sonra inandığı, güvendiği tek insandır. Çocuğunuzun öğretmeniyle sizin ilişkiniz ne kadar iyiyse, inancınız ve paylaşımlarınız ne kadar güçlüyse çocuğunuz da kendini o kadar güvende ve önemli hisseder. Ne yazık ki, ebeveynlerin hataya düştükleri önemli noktalardan biri de budur. Çocuklarınızın yanında öğretmenleri ile ilgili tek kötü söz kullanmayın. Gözünde yücelttiği öğretmeninin anne babası tarafından sevilmediğini, sayılmadığını hisseden çocuk aslında öğretmeninden değil, eğitimden soğur. Okul değişikliği çocuğa başarı getirmez ama öğretmen sevgisi çocuğu başarıya götürür. Çocuk&Öğretmen ilişkisinin başlangıcında ve gelişmesinde öğretmeninizin yanında yer alın ve onu destekleyin.

Unutmayın! Siz nerede duruyorsanız çocuğunuz da orada durmayı seçecektir.

Çocuk & Anne-Baba İlişkisi; Günümüzde yoğun çalışma hayatı ve eve girdiğiniz anda yemek telaşı, koşuşturma derken çocukların uyku saati geliveriyor. Birçok ailede günün paylaşımı ne yazık ki yok. Bunu her gün düzenli yapın. Eve geldiğiniz anda her şeyi bir kenara bırakın. Çocuğunuzla birlikte kendinizi bir koltuğa atın. Uzatın ayaklarınızı ve anlatmaya başlayın. ‘’Biliyor musun bu gün ne oldu. Evraklardan birini kaybettim sonra da vs. vs.’’ anlatın kendinizi… Sonra ‘’eh sende neler var bakalım anlat özledim ben seni bugün’’ diyerek çocuğunuza sorun. Sizi dinledi ya, hevesle anlatacaktır her şeyi… Bazen öğrendikleriniz hoşunuza gitmese de, önemli değil. Önemli olan artık biliyorsunuz ve bir şekilde yardımcı olabilirsiniz. Kaliteli zaman dedikleri işte bu, bir gün değil her gün otuz dakika yeter. Hem özleminizi giderin, hem birlikte zaman geçirin, paylaşın, çözüm üretin. Siz çocuğunuzun farkında olursanız, o da sizi fark eder.

Hafta da bir gün seçin. Adı ‘’Aile Günü’’ olsun. Olmadı mı?

Hafta da bir sabah seçin. Adı ‘’Aile Kahvaltısı’’ olsun. Ama her hafta olsun ve aile orada olsun.

Artık çocuklarınız sizinle daha küçük zamanlar paylaşacak. Daha hızlı öğrenecek ve daha yalnız yürüyecek.

Güzel anne babalar; Çocuklarınıza sizinle başladıkları yolda, yalnız devam etme cesaretini verin.

Funda MÜCAVİROĞLU

Çocuk Gelişimi