Funda Mücaviroğlu’nun kalemiyle ''MERKÜR''
- Funda Mücaviroğlu
- 8 Şub 2019
- 2 dakikada okunur
Merkür’ ü 1998 yılında kurdum. Tuzlanın ilk Kreş ve Anaokulu… İnsan böyle bir yazı hazırlarken, yoluna birçok anı çıkıyor. Bu anılar beni gülümsetiyor. O zamanlar Tuzla çok farklı… Kışın çok daha az insan yaşıyor. Tam 20 yıl önce…

Aslında burası yazlık bir bölgeydi çocukluğumda… Yaz geldiğinde ailem ve arkadaşlarımla birlikte neredeyse her gün Kara Kuvvetleri Kampına denize gelirdim. Bu nedenle Tuzlayı çok severim. Pendik de doğdum ama kesinlikle Tuzlalıyım.
Merkür 20 yıl önce İller Bankası Kampı Yolunda müstakil küçük bir villada 36 kapasite ile hizmet vermeye başladı. 10 bebek için donanımlıydık. 3 yaş üstü 26 çocuk alabiliyorduk. Bu villayı hizmete açmak için hazırlanırken, Hukukçu olan amcam bana ‘’statik rapor’’ alacaksın dedi. Özellikle binanın sağlamlığı, depreme dayanıklılığı önemli… Hiç deprem yaşamadığım için bunu anlayamadım. Benim ailemde babalar ve büyüklerin bir dediği iki edilmez. ‘’Peki’’ dedim. İTÜ’ ye müracaat ederek statik rapor hazırlattım. 17 Ağustos 1999 depreminde sanırım, statik raporu olan sadece benim okulumdu. Bu raporu bütün velilerime gönderdim ve korku duymamalarını istedim. Hiç beklemediğim bir şey oldu. O dönem velilerim okulu gece de açmamı istediler. O kadar ısrar ettiler ki sadece bir gece açtım ve bildiğiniz pijama partisi yaptık.
6 yıl sonra…
Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi bana geldi ve birlikte çalışmak istedi. Merkür’ün daha geniş bir alana ihtiyacı vardı. Bu nedenle Ankara Mercana taşındık. Karşılıklı iki okul olduk. Biri sadece bebekler için Kreş diğeri ise Anaokulu… Toplam kapasitem 100’ ü bulmuştu. Evimi de aynı sokağa taşıdım. Her sabah uyandığımda pencereme yaklaşır ve Merkür’e bakıp ‘’Günaydın’’ derdim.
4 yıl sonra…
Okulumun birindeyken diğerini hep özledim… Tesadüfen şu an bulunduğumuz binaya geldim. Bahçesini görünce büyülendim. Hemen 2 okulumu da buraya taşıdım. Böylece özlem bitti… Çünkü ikiz villalar ve harika bir bahçe… Ben bahçe söz konusu olduğunda hep aç gözlü olmuşumdur. Evlere sığarım ama bahçelere sığamam…
Bütün binalarımda hep önceliğim ‘’statik rapor’’oldu. Buna çok dikkat ettim. Güven çok önemli… Anne baba için en değerli varlıklarını emanet edecekleri Kreş, Anaokulu çok önemli… Söz konusu çocuksa detaylar saymakla bitmez… En önemlisi de o detaylardaki güven kokusu…
Bana birçok kez okulunuzun ismi neden ‘’Merkür’’ diye sordular. Okulumu açmak için işlemlerimi yaptırırken, ‘’Okulunuzun ismi ne olsun?’’ diye sordukların da, çok şaşırdım hiç düşünmemiştim. Bir an da ‘’Merkür’’ dedim. Merkür benim yıldızım… Zekayı, bilgiyi, eğitimi, iletişimi temsil eden yıldız… İstedim ki bu özel ve güçlü yıldız bütün çocukları sarsın. Onların gelişimlerinde yol gösterici olsun. Bu minik tomurcuklar bedenen ve ruhen enerjik, mutlu, aktif olsunlar. Paylaşsınlar, sosyal olsunlar, merak etsinler, sorgulasınlar, yaratıcı olsunlar, özgüvenleri yüksek olsun, hep ama hep istekle ilgiyle öğrensinler. Bu yüzden aslında ‘’Merkür’’ benim gizli ortağım…
Okulumun her köşesinde parmak izlerim var. Bu her zaman böyle oldu. Ben bu minik tomurcuklara dokunmadan önce, Merkür’e dokundum. Böylece çocuklarınıza dokunduğum da o büyüyü bulaştırdım. 20 yıldır yüzlerce çocuk geldi Merkür’e… Sonra onları uğurladık ama gitmediler… Büyüdüler, ilkokul derken, liseye, üniversiteye ve artık hayata yürüyen çocuklarım var benim… Nasıl bir gönül bağı ise bu, birbirimizden hiç kopmadık.
Yıllarca doküman topladım. Minik tomurcuklarımın cümlelerini yazdım. Olaylar karşısında sergiledikleri tavır ve düşüncelerini gözlemledim. Bazen küçük fıkralar çıktı ortaya ve beni güldürdü. Bazen o saf dünyalarındaki gerçeklerle karşılaştım beni üzdü. Bazen o minik yüreklerindeki cesareti gördüm beni gururlandırdı. Bazen de o minik bedenlerin gücü beni umutlandırdı.
Merkür bir gezegen, minik tomurcukların gezegeni...
Eğitimci arkadaşlarım bana ‘’Funda Öğretmenim, Merkür’ü anlatın’’ dediler.
‘’Merkür Gezegenine’’ Hoş geldiniz.
Funda MÜCAVİROĞLU
Çocuk Gelişimi
Comentários